Tür: Dram, Tarihi
Vizyon Tarihi: 28 Eylül 2012
Yapımı: 2007 - Türkiye
Süre: 103 dk.
Özellikleri: Digital, 4k, Dol by SR
Avustralya asıllı İngiliz vatandaşı olan Kathrine, 1. Dünya Savaşı'nın alevlendiği yıllarda İttihat ve Terakki örgütünün öne çıkan adamlarından olan Kasım Bey ile evlidir. Bu evlilikten de Osman ve James isimli iki erkek çocuk dünyaya getirmiştir. Babaları Kasım bey, Osman'ı madenleri tanımaya, James’i ise eğitim için İngiltere’ye yollamıştır.
Vizyon Tarihi: 28 Eylül 2012
Yapımı: 2007 - Türkiye
Süre: 103 dk.
Özellikleri: Digital, 4k, Dol by SR
Avustralya asıllı İngiliz vatandaşı olan Kathrine, 1. Dünya Savaşı'nın alevlendiği yıllarda İttihat ve Terakki örgütünün öne çıkan adamlarından olan Kasım Bey ile evlidir. Bu evlilikten de Osman ve James isimli iki erkek çocuk dünyaya getirmiştir. Babaları Kasım bey, Osman'ı madenleri tanımaya, James’i ise eğitim için İngiltere’ye yollamıştır.
Fakat Katherine çocuklarından ayrıldıktan sonra rahat uyku uyuyamaz ve karabasanlara uyanır. Özellikle iki kardeşin karşılıklı savaştığını ve birbirini öldürdüğünü görür her seferinde. Kasım içinse vatan ve millet sevgisi her şeyin üstündedir. Katherine, kocasının karşı çıkışlarına rağmen Çanakkale'de savaşın devam ettiği cephenin yolunu tutar…
“erkekler savaşır, çocuklar ölür anneler ağlar”
Yeryüzünde bütün anneler savaş meydanlarından çocuklarını alsa savaşacak kimse kalmaz. Bu film tamamen bu insani duruşu anlatıyor. İnsan olarak bizim herhangi bir safta olmamız şart değil. Hiçbir savaşın kazananı yoktur. Zaferi yoktur. Savaşmaya başladığımız an ölmeye ve öldürmeye başlarız. Bunun güzel bir tarafı yoktur. Buradan güzelleme çıkartmaya çalışanlar ve güzellemeyi bekleyenler bir miktar suç işlemektedirler. Bir tür cinayete teşvikte bulunmaktadırlar. Ben insani ve dürüst bir film yaptım. Bu çok dürüst bir hikayedir ve bu filmin safında olmak gerekir. Yaşamı savunuyorum. Ölüm savunmuyorum. Bizim bu film son derece net bir yerde duruyor. Bunu anlamak isteyen anlar; anlamak istemeyen de gitsin istediği savaşta ölsün.
Sinan Çetin
Yeryüzünde bütün anneler savaş meydanlarından çocuklarını alsa savaşacak kimse kalmaz. Bu film tamamen bu insani duruşu anlatıyor. İnsan olarak bizim herhangi bir safta olmamız şart değil. Hiçbir savaşın kazananı yoktur. Zaferi yoktur. Savaşmaya başladığımız an ölmeye ve öldürmeye başlarız. Bunun güzel bir tarafı yoktur. Buradan güzelleme çıkartmaya çalışanlar ve güzellemeyi bekleyenler bir miktar suç işlemektedirler. Bir tür cinayete teşvikte bulunmaktadırlar. Ben insani ve dürüst bir film yaptım. Bu çok dürüst bir hikayedir ve bu filmin safında olmak gerekir. Yaşamı savunuyorum. Ölüm savunmuyorum. Bizim bu film son derece net bir yerde duruyor. Bunu anlamak isteyen anlar; anlamak istemeyen de gitsin istediği savaşta ölsün.
Sinan Çetin
BASINDA - 04.10.2012 Hürriyet
Filmde savaşa hangi taraftan baktınız?“Her iki taraftan da bakmadım. Kendi açımdan ele aldım. Odağımda da anneler vardı. Savaşların anneler açısından ele alınması, pek rastlanan bir şey değil. Çatışmalarda ölen çocukların anneleri, hatıralarıyla, hayatlarının sonuna kadar sonsuz bir acı içerisinde yaşıyor. Sonuçta, savaşlarda çocuklar ölüyor, generaller zafer kazanıyor ama anneler acı çekiyor. O yüzden bu filmin en büyük gücü; generallerin, askerlerin, politikacıların açısından değil, annelerin açısından anlatılmış olması. Zaten bu acıyı anlatmak yerine kahramanlık veya inanç sömürüsü yapan filmlerin saygısızlık olduğunu düşünüyorum.”
Sinan Çetin