Tür: Dram, Romantiklik, Komedi
Vizyon Tarihi: 1 Eylül 1982
Yapımı: 1982 – Türkiye
Süre: 87 dk.
Özellikler: 35mm, Renkli

Film, iyi niyetli ve dürüst bir genç olan, şoför muavini Çiçek Abbas’ın hayallerini ve mücadelesini anlatır. Şoför Şakir’in minibüsünde muavinlik yapan Abbas, çok çalışıp para biriktirmektedir. Hayalini kurduğu kırmızı minibüsünü alacak ve Nazlı ile evlenecektir.
Fragman

Nazlı, Şakir’in sözlüsüdür. Her gün minibüsle, çalıştığı kuaföre gitmektedir. Şakir’le evlenmeyi beklerken bir gün onu, başka bir kadınla sevişirken yakalar. Şakir’den ayrıldıktan sonra Abbas’la yakınlaşan Nazlı onun aşkına karşılık verecektir. Abbas çok istediği minibüsü de alınca Şakir’le amansız bir rekabete girer. İşleri iyi gittiğinden Nazlı’yı babasından istemek için cesaret kazanmıştır. Şakir yenilginin acısıyla Abbas’tan intikam alır. Abbas ise hem Nazlı’yı hem minibüsünü geri kazanmak için tüm gücüyle mücadele edecektir.

Basında

“Senaryonun son hali dediğimiz şey hiçbir zaman sol olmadı. Özetle ‘Gökyüzünde Bir Kral’ olarak yazdığım senaryoyu senarist okudu mu okumadı mı bilmiyorum ama sonra senaristten bir senaryo geldi. Ben onun 30 sayfasını çıkarınca finali de yazmadı.

30 sayfayı çıkarmamın sebebini de, o dönemde filmler genellikle uzun uzun tip ve karakter tanıtma bölümleriyle geçer. Bana göre modern sinemada bunun yeri yok. Zaten o yıllarda o kadar sahne çekecek filmim de yoktu. 40 kutu negatifim vardı, onları çekseydim filmi çekemezdim..”
AKADEMİDE 14.09.2006

Hayatın içinden tiplemeler, hayatın içinden mahalleler

“Çiçek Abbas, konusu sayesinde seyirci ile hemen sıkı bağlar kuran, özdeşleşmeyi yoğun bir biçimde yaşattıran bir anlatıma sahiptir. Filme, iyi ve kötünün güç mücadelesi yanında, bir de aşk öğesi eklenerek seyirci ile güçlü bir bağ kurulur. Seyirci her zaman iyinin, ezilenin ve haksızlığa uğrayanın yanındadır. Dolayısıyla Abbas karakteri, saf ve dürüst olmasıyla seyircinin sempatisini kazanırken, kötünün karşısında verdiği ayakta kalabilme mücadelesi seyirciyi tam kalbinden yakalar. Abbas da, Şakir de hemen her gün karşılaştığımız, çevremizde yaşayan binlerce insan tiplemelerinden biridir. Bu yüzden seyirci, filmi bir tür müsabaka gibi izler. Gerçek hayatta kötünün karşısında yenilen seyirci; filmde bu mücadeleden galip ayrılmak ister. Bu yüzden filmin sonuna kadar kötünün karşısında durur.”

Fırat Yıldız/ Sinan Çetin Tez Araştırması
 
Web Tv